Mührü Süleyman

Yazar: Fadime Okunma: 1377 Yayınlanma Tarihi 14 Mar 2019 Yorum: 0

GÖKLERDEN SİHİRLİ BİR DOKUNUŞ (DAVUT YILDIZI, MÜHRÜ SÜLEYMAN)

29 Temmuz 2013 08:30 ila 30 Temmuz 2013 16:00 saatleri arasında, gökyüzünde oldukça nadir oluşan gezegenler kombinasyonu meydana geliyor: Davut Yıldızı (Mührü Süleyman)

Allah’ın emriyle Cebrail cennetten bir yüzük getirir, Hz. Davud’a verir ve der ki; “Ey Davut, Yaradan’ımızdan sana bir yüzük, on soru ve bir buyruk getirdim. Evlatlarını topla, bu on soruyu onlara sor. Kim doğru cevap verirse bu yüzüğü ona ver, senin yerine o geçsin. Devleri, Perileri, Ademoğullarını, rüzgarları, kuşları, canavarları, dünyada ne varsa hepsini buyruğuna baş eğdirsin, itaatli kılsın. Ve tüm dünyaya padişah olsun”

Hz. Davud yüce insanlardan oluşan meclisi toplar, evlatlarını çağırır ve hepsine on soruyu sorar, Hz. Süleyman en sondadır, sıra ona geldiğinde gülümseyerek tüm soruları doğru yanıtlar. Hz. Süleyman’ın soruları gülümseyerek cevaplaması pek hoş karşılanmaz, nedeni sorulunca “Bu soruların cevabını bende bilmiyordum ama siz her soruyu sordukça cevabı bir karınca bana söylüyordu bende size cevap veriyordum” der. Hz. Davut “Amaç Yaradana ulaşmaksa vasıta bir karınca olsun, önemli değil” der ve yüzüğü Hz. Süleyman’a verir. Yüzüğün üstündeki sembol altı köşeli yıldızdır. İç içe geçmiş iki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür, iki piramit gibidir, göğün ve yerin birleşimini gösterir. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Koruyucu ve güç sembolü olması sebebiyle, “Davut Kalkanı” da denilen bu sembol için günümüze değin “Yüzük (mühür) kimdeyse Süleyman odur” denilmiştir.

Antik çağlardan günümüze kadar çok önem verilen bu sihirli sembol, bazı antik pagan tanrılarının sembolü, Proto Türk- uygarlığında, beylerin Ongun’u, Ön Türk boylarında Tamga halinde, Ural bölgesinde ve Kumanlarda Kün-Eki sembolü, oniki Hayvanlı Türk Takvimi’nde bir burç sembolü, Hint kültüründe Güneşi sembolize eden Sri Yantra, yaratıcı Vişnu üçgeni ile, yıkıcı Şiva üçgeninin birliğini gösteren ve Kutsal Evliliği bir mandala halinde betimleyen sembol, Çin’de yer ile gök evliliği, Hermetik majikal uygulamalarda Makrokozmos’u, simyada su ve alevi, Teke beyliği sancağında (1373) Candaroğulları ve Karamanoğulları sancaklarında, İlhanlılar ile Artukoğullarının amblemlerinde güç sembolü olarak betimlenmiş, pek çok Osmanlı cami ve yapılarında kullanılmış, günümüzde ise Museviliğin sembolü olarak bilinmektedir.

Tarihte en eski örneklerine Baalbek tapınağı ile, Baküs mabedinde de rastlanan Davut Yıldızı, dört elementi bir araya getiren ezoterik bir sembol olarak tasarlanmış, kabalistik büyü sanatları ve Arkana tılsımlarında varlıkların çağırılması için kullanılmaktadır.

Büyük şans getirdiğine inanılan bu sembol, göğün ve yerin birleşimini gösterir. İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, diğer yandan dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir. Doğunun Yin ve Yang’ına benzer bir semboldür.

Tekrar 2025 yılında oluşacak bu sihirli kombinasyonun ülkemize ve tüm dünyaya sükunet ve mutluluk getirmesini dileriz.

Yorumlar
Yorum yaz